Birlik ve Kardeşlikle, Biz Bu Oyunu Bozarız!
Birlik ve Kardeşlikle, Biz Bu Oyunu Bozarız!
Mevlüt Bayraktar yazdı," Birlik ve Kardeşlikle, Biz Bu Oyunu Bozarız!
Değerli dostlar,
Ülkemiz, tarih boyunca huzura, güvene ve barışa olan ihtiyacını hiçbir zaman kaybetmedi. Ne zaman barışa ve çözüme dair umut dolu adımlar atılmaya başlansa, ne zaman toplumsal yaralarımızı saracak bir sürecin kıvılcımı çakılsa, maalesef görünmez bir el harekete geçti. Ülkemizin birliği, dirliği ve huzuru sanki her defasında engellenmek istenir gibi. Bu olaylar, tarihin tozlu sayfalarında kalmadı, aksine geçmişten bugüne kadar defalarca karşımıza çıktı. Son haftada yaşanan olaylar da bunun acı bir örneği oldu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son derece cesur bir adım atarak, milliyetçi bir partinin lideri olarak kimsenin beklemediği bir çıkış yaptı. Kitabın yarısından değil, sonundan okudu. “PKK silahı bıraktığı takdirde, PKK lideri Abdullah Öcalan gelsin Meclis kürsüsünde PKK’yı lağv ettiğini açıklasın ve aftan yararlansın,” diyerek tarihe cesur bir iz bıraktı. Bu sözler, sadece siyaset değil, bir vicdan ve insanlık çağrısıydı. Barışa duyulan özlemi, huzura olan ihtiyacı dillendiren, ülkemizin selameti için taşın altına elini koyan bir iradeydi. Ancak, bu çıkışın ardından barışı istemeyen unsurlar hızla devreye girdi.
Bahçeli’nin açıklamasından yalnızca 30 saat sonra, Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) alçakça bir saldırıya uğradı. 5 canımızı şehit verdik, 13 kişi yaralandı. Bu saldırı, sadece TUSAŞ’a değil, huzura, kardeşliğe ve ortak geleceğimize yapılan bir saldırıydı. Bu topraklarda barış rüzgarı ne zaman esmeye başlasa, birileri o rüzgarı kasırgaya çevirmeye çalışıyor. Geçmişte de benzer süreçleri sabote eden olaylar yaşandı: 1993 yılında, çözüm umudu taşıyan isimlerin acımasızca hedef alınması, Diyarbakır’da silahların susmasına dair umutların doğduğu gün, acı haberlerin alınması… Her seferinde barışın önü bir şekilde kesildi.
Ancak şunu unutmamalıyız: Bu toprakların mayasında kardeşlik var. Türk’üyle, Kürt’üyle, bu vatanın tüm evlatları, ortak bir kaderi paylaşıyor. Barış isteyen yürekler bu toprakların her köşesinde aynı umutla atıyor. Her türlü oyuna, kışkırtmaya rağmen iç dinamiklerimizi güçlendirmeli, birliğimizi pekiştirmeliyiz. Tarih bize gösterdi ki, dış güçlerin oyunları, barışı istemeyen eller, ancak biz bölündüğümüzde başarıya ulaşabilir. Oysa bizim geçmişimizde birlik var; birbirine sımsıkı kenetlenmiş halklar var. Türk’üyle, Kürt’üyle bir arada yaşama kültürüne sahip bir toplumuz.
Kurtuluş Savaşı’nda omuz omuza savaştık, aynı sofrada ekmeğimizi bölüştük. Birbirimize yabancı değiliz; aksine bu toprakların kardeşleriyiz. Barış ve huzur, en büyük özlemimizdir ve bu özlemi gerçeğe dönüştürmek bizim elimizde.
Evet, geçmişte bu süreçler defalarca baltalandı, şehitler verdik, canımız yandı. Ancak şunu bilmeliyiz ki, barışa giden yolda engeller her zaman olacaktır. Asıl olan, bu engeller karşısında dik durabilmek ve bu zorlu yolculuğa rağmen barışa olan inancımızı koruyabilmektir. Çünkü gerçek barış, silahların susmasından değil, gönüllerin birleşmesinden doğar.
Şimdi bizlere düşen, tüm bu oyunlara inat, birliğimizi her zamankinden daha güçlü tutmak. Hangi dili konuşursak konuşalım, hangi etnik kimliği taşırsa taşıyalım, ortak paydamız insanlık, ortak hedefimiz barıştır. Ve bu barış rüzgarlarını estirmek, elbirliğiyle geleceğimizi inşa etmek, her birimizin sorumluluğudur.
Bu yolda kararlılıkla yürüyelim, kardeşliğin, barışın, huzurun sesini her zamankinden daha güçlü duyuralım.
Barış bizimdir, bu topraklarındır.
Mevlüt Bayraktar / SİVEREK
24.10.2024
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.