Değerli Okurlar,
Bugün yine yüreklerimizi dağlayan bir haberle sarsıldık. Bayırözü köyünden yükselen acı bir feryat, hepimizin yüreğine saplandı. Bir arazi anlaşmazlığı yüzünden üç can toprağa verildi, dört can ise yaralı. Bu kaçıncı kayıp? Bu kaçıncı ağıt? Bu kaçıncı içimize işleyen sızı?
Siverek’te her yıl benzer haberlerle sarsılıyoruz. Yeri geliyor incir çekirdeğini bile doldurmayan nedenlerle, bazen de bir karış toprak için kan dökülüyor. Kayıp sadece ölenlerin değil, hayatta kalanların da oluyor. Gözyaşıyla dolan evler, bir daha eskisi gibi olamayacak yuvalar, kaybedilen çocukluklar... Kısacası, bir hayat değil, hayatlar kararıyor.
Biz bu topraklarda kardeşiz. Biz bu topraklarda yoldaşız. Aynı sofrada ekmeğimizi bölüşüp aynı gökyüzünü paylaştık. Peki neden bu kin, bu öfke? Neden bu anlamsız kavgalar? Hangi toprak, hangi mal, hangi servet bir canın bedeli olabilir? Bir annenin gözyaşları, bir babanın suskunluğu, bir çocuğun yetimliği; hangi dünya malı bunu telafi edebilir?
Bugün burada, hep birlikte durup düşünmeliyiz. Daha fazla can yanmadan, daha fazla ocak sönmeden. Her biri canımız, her biri kanımız olan bu insanlara değer vermeliyiz. Çünkü unutmayalım, bu topraklar bizden önce de vardı, bizden sonra da olacak. Ama kaybettiklerimizi geri getirmek mümkün değil.
Çözüm nedir? Çözüm, önce kendimizi sorgulamakla başlar. İçimizdeki öfkeyi, kini, nefreti bir kenara bırakıp sevgi ve hoşgörüyü yeşertmek zorundayız. Kavgayı değil, barışı beslemeliyiz. Uzlaşmayı, empatiyi, birbirimize değer vermeyi öğrenmeliyiz.
Bütün bu kavgaların bir yansımasıdır aslında, insanoğlunun kendi içindeki boşlukları doldurmak için yaptığı anlamsız çabalar. Oysa, gerçek zenginlik içimizde saklı; kalbimizde, vicdanımızda ve birbirimize olan sevgimizde. Gelin, bugün bu acı olayın ardından bir söz verelim; ne olursa olsun, öfkeyle değil, sevgiyle hareket edeceğimize dair. Çünkü biz, birbirimizin canıyız, kardeşiyiz.
Bu ölümler ne ilk ne de son olacak, belki de. Ama bizim temennimiz, son bulmaları. Her can kıymetli, her hayat biricik. Unutmayalım ki, en büyük zaferler, savaş meydanlarında değil, gönüllerde kazanılır. Gelin, barışı ve sevgiyi kazananlar olalım.
Saygılarımla...
Mevlüt Bayraktar/ Siverek