Toplumların gelişiminde, bireylerin birbirine olan güveni ve sevgisi, en temel taşlardan biridir. Bu taşları sağlamlaştıran en önemli unsur ise iyiliktir. İyilik, insanın insan olma sanatıdır; ruhunun en derin köşelerinde barınan, vicdanın sesine kulak verdiği anlarda hayat bulur.
Peki, iyilik nedir? Bazıları iyiliği, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek olarak tanımlar; kimileri içinse iyilik, sadece bir gülümsemeyle dahi olabilir. Oysa bana göre iyilik, bu tanımların ötesinde, insanın doğasına en yakın olan eylemdir. Bir insanın başka bir insana yaptığı en küçük iyilik, aslında koca bir insanlık manifestosudur. Her gün, farkında olmadan yaptığımız küçük iyilikler, toplumsal dokunun görünmez iplikleridir.
İyilik, sadece bireysel bir erdem değil, toplumsal bir gerekliliktir. Bir toplumda iyilik yaygınlaştıkça, o toplumun huzur seviyesi artar. İnsanlar birbirlerine yardım etmeye, birbirlerini desteklemeye başladıkça, bu zincirleme bir reaksiyon gibi, daha büyük iyilikleri doğurur. Bu, aynı zamanda toplumsal barışın da anahtarıdır. Toplumu ayakta tutan, ona direnç kazandıran güç, bireylerin birbirine duyduğu sevgi ve saygıdır.
İyilik yapmak, bazen zor ve zahmetli bir iş gibi görünebilir. Ancak iyiliğin verdiği huzur ve mutluluk, hiçbir maddi kazançla kıyaslanamayacak kadar değerlidir. Bu, insanın içindeki en saf mutluluktur; başkasının yüzündeki bir tebessüm, sizin de ruhunuzu aydınlatır.
Unutmamak gerekir ki iyilik, karşılıksız yapılan bir eylemdir. İyilik, bir karşılık beklemeden yapılan, sadece insan olmanın verdiği sorumlulukla yerine getirilen bir görevdir. Asıl sanat da buradadır: Karşılıksız sevgi ve yardım etme isteği. Bu, insan olmanın en yüce formudur.
Yine bana göre, karşılık bekleyerek yapılan iyilik asla ama asla iyilik değil, yapılmak istenen karlı bir ticaretten ibarettir. Bu karşılık ve beklenti iyiliğin neticesinde Cennete gitmek bile olsa bana göre ticaret sayılıyor. İyilik, insan için olmalı, iyilik kendimiz için olmalı. İnsan bu iyiliğe layıktır ki bu iyiliği yapıyoruz..
Sonuç olarak, iyilik insan sanatıdır. Her birimiz, bu sanatın birer ustası olma potansiyeline sahibiz. Yaptığımız her iyilikle, hem kendimize hem de dünyaya bir güzellik katıyoruz. Dünyanın daha yaşanabilir bir yer olmasını istiyorsak, iyilik yapmaktan çekinmemeliyiz. Unutmayalım ki, küçük bir iyilik, büyük değişimlerin başlangıcı olabilir.
Haydi, hiç bekleme ve küçükte olsa sen de bir iyilik yap…
Mevlüt BAYRAKTAR / SİVEREK